Kadınlarâdet günlerinde veya nifâs (lohusalık) hâllerinde iken dua edebilirler; zikir ve dua anlamı taşıyan âyet-i kerimeleri okuyabilirler. Bunun yanında, kelime-i şehâdet, kelime-i tevhid, istiğfar, salâvat-ı şerife getirebilirler. Tefsir, hadis ve fıkıh eserlerini okuyup inceleyebilirler (Bkz. Güzel kokular sürünür, başını açık, ayaklarını çorapsız bulundurur. Üstü açık, topukları kısa ayakkabı giyinir. İki rekat ihram namazı kılar, ihrama niyet eder. Artık ihramın yasağı başlar. Yıkanabilir, para kesesini de beline bağlayabilir. İhramlarını değiştirebilir. Başına şemsiye alabilir. İkinci grup olarak; 1)Bayram namazı ve cuma namazı cemaatle kılınacak. Şu tedbirlere dikkat etmeliyiz. Abdesti namazdan hemen önceye bırakılmamalı, abdest evde alınmalıdır. NasılYapılır, Diyanet İşleri Başkanlığı Hac ve Umre Hizmetleri Genel Müdürlüğü Eğitim ve Ziyaret Rehberi Tanıtım Sitesi Umrede ihram kıyafeti erkekler için rida ve izar denilen 2 parça ihram örtüsüdür. Erkekler iç çamaşırları dahil bütün kıyafetlerini çıkarır. Bu 2 parça ihram kıyafetine bürünürler. Erkeklerin başları açık, çorap ve ayakkabılarını çıkarırlar. Ayaklarına ise terlik ve onun gibi şeyler giyerler. sDLfVe. Kadınlar beş vakit namazla yükümlü olmakla birlikte cuma, bayram ve cenaze namazlarından muaf tutulmuşlardır. Beş vakit namazı cemaatle kılmak yerine, evde kılmalarının üstün tutulması başka bir kolaylıktır. Namazlarda, kadınların erkeklerden farklı olarak yaptıkları fiil ve davranışları şu şekilde özetleyebiliriz. Abdest veya boy abdesti almada iki cins arasında önemli bir ayrılık yoktur. Ancak saçları uzun kadınların boy abdesti alırken, meliklerini söküp sarkan saçlarını yıkamaları gerekmez. Belki suyun saç diplerine, yani başın deri kısmına ulaşması yeterlidir. bk. Müslim, Hayz, 58; Ebu Davud, Tahare, 120; Döndüren, Delilleriyle islam ilmihali, İstanbul 1991, s 168. Kadınların namaz için ezan ve kamet okuma zorunluluğu yoktur. Bu yüzden kadının okuyacağı bir ezan iade edilmelidir. Namazda, erkeklerin yalnız göbek ile diz kapak arasını örtmeleri farz iken, kadınların el, yüz ve topuktan aşağı ayakları dışında tüm bedenlerini bolca bir giysi ile örtmeleri gerekir. Kadınlar, başlangıç tekbirini alırken ellerini, parmak uçları omuz hizasına gelecek kadar kaldırır ve ellerini göğüsleri üstüne bağlarlar. Bu durum, onların daha iyi örtünmelerine yardımcı olur. Ruküda, kadınlar ellerini dizleri üzerine koymakla yetinirler. Yine rukuda erkekler bacaklarını dik tutarken, kadınların dizleri biraz bükük bulunur ve buna bağlı olarak, onların arkaları da biraz yukarıya meyilli bulunmuş olur. Secde aralarında veya birinci ya da son oturuşlarda, kadınlar sol ayaklarını sağ yanlarına yatık tutarak yere otururlar. Bu durum, onların daha iyi örtünmesine yardımcı olur. Hz. Peygamber döneminde erkekler gibi kadınlar da beş vakit namazı cemaatle kılmak üzere mescide gidiyordu. Allah'ın Rasülü ashabına namaza çıkmak isteyen kadınlara engel olunmamasını bildirmiştir. bk. Müslim, Salal, 135, 138, 140; Ebü Davud, Salat, 52; ibn Mace, Mukaddime, 2; Hanbel, l, 40, II, 43, 90, 140. Ancak bununla birlikte; "kadınların en hayırlısı, mescidi, evlerinin içi olandır." Hanbel, VI, 297, 301. buyurarak, kadınların ibadetlerini evlerinde yapmalarının daha faziletli olduğuna işaret etmiştir. Bu duruma göre, kadınlar namaz için mescide gitmekle, evde kılmak arasında serbest bırakılmış, ancak namaz için cemaate katılmak isteyen kadınlara da engel olunmaması istenmiştir. Bu yüzden mezhep müctehitleri kadınların cemaate çıkmalarını "fitne korkusu" ile birlikte değerlendirerek, kimileri kadını tam olarak evdeki ibadete yöneltmiş, kimisi ise cemaate şartlı çıkışı caiz görmüştür. Mesela; Ebü Hanife'ye göre yaşlı kadınlar sabah, akşam ve yatsı namazlarına devam edebilir. Öğle ve ikindi namazları ise bazı fasıkların da katılımı ile kadınlar için fitneye yol açabilir. Ebu Yusuf ve İmam Muhammed ise yaşlı kadınların bütün vakit namazlarına katılmasını caiz görmüştür. Sonraki hanefî fakihleri zamanın bozulması nedeniyle kadınların cuma ve bayram namazlarına katılmalarını mekruh saymışlardır. bk. İbnü'l-Humam.' I, 529; el-Meydani, el-Lübab, l, 83; İbn Abidîn, l, 529; Döndüren, s 293; 294. Bununla birlikte bu namazlara katılırlarsa namazları geçerli olur ve ayrıca öğle namazı gerekmez. Erkekler bulunmaksızın kadınların yalnız başına cemaat oluşturup namaz kılmaları mekruhtur. Bununla birlikte cemaat yapmak isterlerse imam olacak kadın, aralarında durur, ileri geçmez, ancak bu mekruhtur. Kadınların kendi aralarında cemaat oluşturmak yerine evlerinde tek başına kılmaları daha faziletlidir. Hz. Peygamber şöyle buyurmuştur "Kadının namazını evinde kılması dışarıda kılmasından daha faziletlidir. İç odasında kılması da evin diğer kısımlarında kılmasından daha faziletlidir." Ebü Davud, Salat, 53,199. Diğer yandan cenaze namazı tekrarlanmayan bir namaz olduğu için kadınlar cemaatı tarafından da kılınabilir. Kadın ay halinde veya lohusalık günlerinde namaz kılmaz. Bu günlere rastlayan namazlar düşmüş olur. Allah elçisi, Fatıma binti Ebî Hubeyş'e şöyle, buyurmuştur "Hayız gördüğün zaman namazı bırak." Buharî, Hayz, 19, 24, Vudü, 63; Müslim, Hayz, 62. Yine aybaşı veya lohusa olan kadın ramazan orucunu tutmaz ve daha sonra kaza eder. Hz. Aişe'den şöyle dediği nakledilmiştir "Biz Rasulullah devrinde adet görüyorduk. Namazı kaza etmekle emrolunmadığımız halde tutamadığımız orucu kaza etmekle emrolunuyorduk." Buharî, Hayz, 20; Ebu Davud, Tahare, 104. Yine hayızlı kadın hacc'da tavaf yapamaz. Buharî, Hayz, 1,7, Hacc, 71, Edahî, 3, 10; Müslim, Hacc, 119,120. Kur'an-ı Kerîm okuyamaz el-Vakıa, 56/79; Tirmizî, Tahare, 98; İbn Mace, Tahare, 105. mescide giremez İbn Mace, Tahare, 92; Darimî, Vudu, 116. eşi ile cinsel ilişkide bulunamaz el-Bakara, 2/222. ve eşi onu boşayamaz. bk. et-Talak, 65/1; el-Kasanî, Bedayiu's- Sanayi', l, 44; İbnü'l-Hümam, l, 54,57, 61; İbn Abidîn, l, 158 vd. Bununla birlikte çoğunluğa göre boşama tasarrufu geçerli olur. Kaynak Hamdi DÖNDÜREN, Aile İlmihali, Erkam Yayınları Kaynak Osman Ersan, İslam'da Kadının Değeri ve Hakları, Altınoluk Dergisi. Dini Bilgiler Hac ve umre sırasında giyilen ihram bir tür elbisedir. Şimdi ihramın anlamını, nasıl giyileceğini ve ihram kıyafeti kavramını 2 parça, özünde dikiş olmayan, sık dokunmuş kumaş veya havlu olarak tanımlayabiliriz. İhramı oluşturan parçalardan birincisi izardır. İzar, göbeğimizden diz kapağımıza kadar alt peştamaldir. İkinci parça ise ridadır. Rida, sırtımızı, omuzlarımızı ve göbeğimizi örten üst ve umre için kutsal topraklara giden insanlar mikat sınırlarından önce ihrama girmelidir. İhram kıyafeti, makamdan mevkiden ve dünyalık her şeyden soyunmanın simgesidir. Nefse ve şeytana kaşı bir tür giymeden önce sünnet olan bazı adımlar vardır. Bunlar, tırnak kesme, saç ve sakalı tıraş etme, koltuk altı ve kasıkları tıraş etmedir. Yine girmeden önce gusül de mühim bir sünnettir. Eğer kişinin gusül alması mümkün değilse abdest almalı ve güzel koku girmek için dikişli iç çamaşır ve normal elbiseleri çıkarmalı, sadece rida ve izar isimli ihram örtüleri kişinin üzerinde Nasıl Giyilir?İlk önce kişi 2 rekat ihram namazı kılar. Ardından hac ya da umre hangisini yapmak istiyorsa ona niyet eder. Niyet ettikten sonra “Lebbeyk Allahümme Lebbeyk. Lebbeyke La şžerike Leke Lebbeyk. İnnel Hamde Ven Nimete Leke Vel Mülk. La şžerike Lek” diyerek telbiye anlamı ise şu şekildedir.“Buyur Allah’ım buyur. Buyur, senin hiçbir ortağın yoktur. ޞüphesiz hamd ve nimet sana aittir. Mülkün sahibi sensin. Senin hiçbir ortağın yoktur.”İhrama girecek kişi, ridayı sağ kolunun altından alır ve sol omuz başına koyar. Bu şekilde sağ omzun açıkta kalması sünnettir. İhramda başın açık olması, çorapların çıkarılması, ayakkabı giyilmemesi gerekir. Hac veya umre yapan kişi terlik ve ya arkası açık sandalet ihram kıyafeti kendi elbiseleridir. Yüzlerini açık bırakırlar. Kadınlar erkeklerde olduğu gibi 2 rekat ihram namazı, niyet ve telbiye ile ihrama girerler. Fakat ihrama giydikten sonra kadınlar telbiyeyi yüksek sesle getirmezler. Ayrıca kadınlar adetli oldukları dönemde de ihrama girerler. Adetli kadınlar da niyet etmeli ve telbiye getirmelidir. Böylece kişi, ihramlıdır ve ihram yasakları başlar. İlginizi Çekebilir Umre nasıl yapılır?Umre ne demektir? Umre kelimesi ziyaret etmek manasına gelir. Dini literatürde ise “Belirli bir zamana … Umre, her Müslüman tarafından Allah'ın Subhanahu Ve Ta'ala barışın habercisi olarak kabul edilmesi ve içindeki günahları, manevi kirleri temizlemek için , ve Rabbi ile iletişim kurmak için aldığı güzel bir manevi yolculuktur . Bu yolculuğa çıkan her Umreci ve Hacı, diriliş gününde , yevm-i mahşerde ruhlarını, kalp zihinlerini ve bedenlerini geçmişte işlenen günahlardan arındırma yoluna gider. satı Esasen, Umre Arapça Kutsal Kabe'ye Beytullah 'ziyaret' anlamına gelir ve yılın herhangi bir zamanında herkes tarafından yapılabilir; Mekke'ye zorunlu Farz bir ibadet olan Hac ise Umrenin aksine, her yıl İslami takvim Zil Hicce ayının ilk 10 günü içinde yapılır. KÜNYE HAKKIMIZDA HARİTA YASAL ARA İLETİŞİM ANASAYFA Sorularla İslam Fıkıh ve Günlük Hayat Kadınların Cuma Namazı Kılmaları Zorunlu Mudur? Kadınların cuma namazı kılmaları zorunlu mudur? İslam'da kadınların cuma namazı kılma hükmü nedir? İşte cevabı...Cuma namazı, akıllı, ergenlik çağına erişmiş, sağlıklı, hür ve mukim misafir olmayan erkeklere farzdır. Kadınlar, hürriyeti kısıtlı olanlar, yolcular ve cemaate gelemeyecek kadar mazereti olanlar cuma namazı kılmakla yükümlü değildirler. Ancak kılmaları hâlinde bu namazları geçerli olup ayrıca öğle namazı kılmaları gerekmez. Hz. Peygamber , “Cemaatle Cuma namazı kılmak, her Müslüman’a farzdır. Ancak, köle, kadın, çocuk ve hastaya farz değildir.” Ebû Dâvûd, Salât, 217; İbn Ebî Şeybe, el-Musannef, II, 550; Beyhakî, es-Sünenü’l-kübrâ, III, 246 buyurmuştur. Asr-ı saadetten günümüze kadar bütün âlimler, cuma namazının kadınlara farz olmadığı konusunda ittifak etmişlerdir İbnü’l-Hümâm, Feth, II, 59; Nevevî, el-Mecmû’, IV, 483-484; İbn Kudâme, el-Muğnî, III, 216. Cuma namazının kadınlara farz kılınmamış olması, onlar hakkında bir mahrumiyet değil, muafiyettir. Diledikleri takdirde, camiye gidip cemaatle cuma namazı kılmalarında dinen bir engel yoktur. Hatta hutbe ve vaazlardan istifade etmeleri için cuma namazlarına devam etmeleri tavsiye edilebilir. Kaynak Diyanet İşleri Fetva Kurulu İslam ve İhsan PAYLAŞ İslam ve İhsan İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de “Allâh katında dîn İslâm’dır …” Âl-i İmrân, 19 buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan böyle bir dîn aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” Âl-i İmrân, 85 ... Peygamber Efendimiz Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret hac etmendir” buyurdular. “İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular. İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16 Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir. Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” Muvatta’, Kader, 3. Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir. Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307 Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” er-Rad, 28 Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir. İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal ilm-i hâl sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır. İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz. Erkam Medya © islam&ihsan 2013 - 2022 altında yayınlanan yazıların tüm hakları mahfuzdur. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi yazıların tamamı izinsiz kullanılamaz. Oluşturulma Tarihi Nisan 17, 2020 1153Belirli koşulların sağlanması ile kılınabilen Cuma namazı, en az kaç kişi ile kılınabildiği konusunda gündemde yer alıyor. Zor günlerden geçilen bu günlerde camilerde Cuma namazı kılamayan pek çok vatandaşlar, Cuma namazı kaç kişi ile kılınır ve kadınlar Cuma namazı kılabilir mi sorusu ile konuya cevap arıyor. Peki, Cuma namazı kaç kişi ile kılınabilir? İşte, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın her iki konuyla ilgili verdiği yanıtCuma namazının en az kaç kişiyle kılınacağı konusunda farklı görüşler hakimdir. Cuma namazının kılınabilmesi için, İmam Ebû Hanîfe ve İmam Muhammed’e göre, imamın dışında en az üç, Ebû Yusuf’a göre ise, iki kişinin bulunması gerekir İbnü’l-Hümâm, Feth, II, 58.Şâfiî ve Hanbelî mezheplerine göre, en az kırk kişi bulunmalıdır Nevevî, el-Mecmû’, IV, 487; İbn Kudâme, el-Muğnî, III, 202-203. Mâlikî mezhebine göre ise on iki kişinin bulunması şarttır Haraşî, Şerhu Muhtasar, II, 76-77.Hz. Peygamberin Medine’ye hicretinden önce Nakîu’l-Hadamat’ta kılınan cuma namazında kırk kişi hazır bulunmuştu İbn Mâce, İkâmetu’s-Salât, 78. Ancak daha az kişi ile cuma namazı kılındığı da bilinmektedir. Nitekim Hz. Peygamberin emri ile Mus’ab b. Umeyr Medine’de 12 kişiye cuma namazını kıldırmıştır Beyhakî, es-Sünenü’l-kübrâ, III, 255.Görüldüğü üzere Hz. Peygamberden gelen rivayetler, biri imam olmak üzere en az dört kişinin bulunduğu yerde cuma namazının kılınabileceğini göstermektedir. Bu da cuma namazının kılınabilmesi için gerekli kişi sayısının alt sınırını CUMA NAMAZI KILABİLİR Mİ?Kadınlar ve kendilerine cuma namazı farz olmayan hasta ve benzeri kimseler vakit girdikten sonra, imam cuma namazını bitirmeden önce kendi evlerinde öğle namazını kılarlarsa bu namaz geçerli olur. Kendilerine cuma namazı farz olmayan bu gruptakilerin şehirde veya şehir hükmünde olan bir yerde öğle namazında cemaat yapmaları mekruhtur; kendi başlarına kılmalıdırlar. Kendisine cuma namazı farz olan bir kimse ise özürsüz olarak cumaya gitmez ve imam cuma namazını bitirmeden önce kendi evinde o günkü öğle namazını kılarsa Hanefîlere göre bu namaz geçerlidir, fakat cumaya gitmediği için günahkâr olur. Diğer üç mezhebe ve Hanefîlerden İmam Züfer’e göre ise kıldığı öğle namazı geçersizdir. Bu kimse öğle namazını, cuma namazı kılındıktan sonra tekrar kılmalıdır Merğînânî, el-Hidâye, II, 115-117; Halebî, es-Sağîr, s. 321.KADINLARIN CUMA NAMAZI KILMASI ZORUNLU MUDUR?Cuma namazı, akıllı, ergenlik çağına erişmiş, sağlıklı, hür ve mukim misafir olmayan erkeklere farzdır. Kadınlar, hürriyeti kısıtlı olanlar, yolcular ve cemaate gelemeyecek kadar mazereti olanlar cuma namazı kılmakla yükümlü değildirler. Ancak kılmaları hâlinde bu namazları geçerli olup ayrıca öğle namazı kılmaları Peygamber , “Cemaatle Cuma namazı kılmak, her Müslüman’a farzdır. Ancak, köle, kadın, çocuk ve hastaya farz değildir.” Ebû Dâvûd, Salât, 217; İbn Ebî Şeybe, el-Musannef, II, 550; Beyhakî, es-Sünenü’l-kübrâ, III, 246 saadetten günümüze kadar bütün âlimler, cuma namazının kadınlara farz olmadığı konusunda ittifak etmişlerdir İbnü’l-Hümâm, Feth, II, 59; Nevevî, el-Mecmû’, IV, 483-484; İbn Kudâme, el-Muğnî, III, 216.Cuma namazının kadınlara farz kılınmamış olması, onlar hakkında bir mahrumiyet değil, muafiyettir. Diledikleri takdirde, camiye gidip cemaatle cuma namazı kılmalarında dinen bir engel yoktur. Hatta hutbe ve vaazlardan istifade etmeleri için cuma namazlarına devam etmeleri tavsiye edilebilir.

kadınlar ihram namazı kılar mı